Uyku Apnesi
Uykuda solunumun en az 10 saniye boyunca azalması ya da durması apne olarak adlandırılır.
Üst solunum yolu burundan başlayarak gırtlağa kadar olan hava yolunu ifade eder.
Uykuda üst solunum yolunun farklı bölümlerinde ortaya çıkan kapanmalar tıkayıcı uyku apnesine neden olur. Erişkinlerde 1 saatlik uykuda 5 defaya kadar apne görülmesi normal kabul edilir. Ancak apne sıklığının artmasıyla derin uykunun bölünmesi ve buna bağlı olarak sabah yorgun uyanma, sabah baş ağrıları, gün içinde aşırı uykululuk, araç kullanırken uyuyakalmak, unutkanlık, konsantrasyon güçlüğü gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Bu hastaların önemli bir kısmında horlama da görülür.
Uyku vücudun tüm sistemleri için vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. Dolayısıyla sağlıklı uyuyamamak tüm sistemleri etkiler. Etkilenen sistemlerin başında kalp ve dolaşım sistemi gelir. Uyku apnesi ölümcül olabilecek kalp krizi, kalp yetmezliği, ritim bozukluğu ve yüksek tansiyona neden olabilir. Şeker metabolizmasını etkileyerek insülin direnci ve diyabete yol açabilir. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı, astım gibi solunum sistemi sorunları olan hastalarda şikayetlerin ağırlaşması görülebilir.
Uyku apnesi kilolu hastalarda daha sık görülür. Uyku apnesi olan hastalarda metabolizma hızı düşer ve kısır bir döngü ortaya çıkar; fazla kilo uyku apnesine neden olur, uyku apnesi de metabolizmayı yavaşlatarak kilolu hastaların spor ve diyete rağmen kilo vermesinin önüne geçerek kilo vermeyi zorlaştırır.
Uyku apnesinden şüphelenilen durumlarda hastaların kendilerinin de doktora başvurmadan uygulayabileceği pek çok anket kullanılır. Gündüz uykululuğu göstermede oldukça faydalı olan bu anketlerin en kolay ve sık kullanılanı Epworth Uyku ölçeğidir. Epworth ve benzeri anketler doğrudan hastalığın ciddiyetini göstermeseler de hastanın kendisinin de uyku apnesinden şüphe ettiği durumlarda yol gösterici olabilirler.
Uyku apnesi tanısında kullanılan altın standart yöntem polisomnografidir. Vücuttan gelen çeşitli sinyallerin gece boyunca kaydedilerek değerlendirilmesi esasına dayanır. Hastada uyku apnesi olup olmadığını gösterir, uyku apnesi varsa hastalığın şiddetinin değerlendirilmesinde kullanılır.
Uyku apnesi tanısı konulan hastalara hastalık şiddeti ve eşlik eden diğer hastalıkları göz önünde bulundurularak tedavi planlanır. İlk aşamada bu hastaların tamamının üst hava yollarının bir Kulak Burun Boğaz uzmanı tarafından detaylı muayenesi yapılmalıdır.
Daha sonra pozitif basınç tedavisi (PAP) uygulanacak hastalara 2. kez uyku testi yani PSG planlanır. Bu kez ilk testte olduğu gibi vücuttan gelen sinyaller hastaya PAP cihazı takılarak kaydedilir. Böylece PAP tedavisi için hastanın kullanacağı PAP cihazı tipi, hastanın uyku apnesini kontrol eden ideal basınç değeri ve hastaya en uygun maske belirlenir.
Uyku apnesi için cerrahi bir tedavi planlanacak hastalara poliklinikte üst hava yolunun muayenesine ek olarak uyku endoskopisi yapılır. Uyku endoskopisi hastanın ameliyathane koşullarında uyutularak muayenesi anlamına gelir. Böylece uykuda ortaya çıkan kaslardaki gevşeme, hastanın yatar duruma geçmesi, değişen hava akımı gibi etkenlerin tesiriyle değişen hava yolundaki tıkanmanın yeri ve tipi belirlenir. Uyku endoskopisi hastanın cerrahiden fayda görüp görmeyeceğini ve hava yolunun hangi bölümüne nasıl bir cerrahi uygulanacağına kara vermede kullanılır.
Uyku apnesi tedavisinde burun tıkalıysa burnu açmaya yönelik ameliyatlar, damak veya dil kökündeyse bu alanlara yönelik ameliyatlar planlanır.
Ayrıca hafif- orta dereceli uyku apnesi olan, burnu açık hastalara uyurken kullanılan ağız içi plakları önerilebilir. Bu özel plakların hangi hastaya faydalı olacağı konusunda karar vermede uyku endoskopisi önemli bir yardımcıdır. Ayrıca oral apereyin etkinliğinin değerlendirilmesinde de yine uyku endoskopisi kullanılabilir.